İslam-kapitalizm çelişkisi ya da İslam-sosyalizm ayrışması tartışmaları başlıklarından da anlaşıldığı gibi eklektik bir yaklaşımın dışavurumudur. Benzer biçimde İslam'ın kapitalizmle nasıl uyuştuğu ya da tersinden İslam'ın aslında karşı-anamalcı olduğu tezleri 'Müslümanca düşünme biçimi'nden çok cari sistem içinde ona bir meşruiyet kazandırma çabasının ürünü. Niyet sorgulaması yapmadan, bu tür tartışmaların gerek akademik gerekse siyasal düzlemde sık sık gündeme gelmesinin ne anlama geldiğini kavramak, zihin açıcı okumaları gerekli kılıyor. Özellikle Türkiye'de son on yıl içinde yaşanan muhafazakar kökenli dönüşümün hem meşruiyet sağlayıcısı hem buna karşı çıkışın gerekçesi, bu eklektik yorumlama biçimleri oldu. 'İslam ekonomisi kapitalizmim çirkinleşmemiş halidir' başlıklı konuşmayı (Star gazetesi, F. Özkan'ın Murat Çizakça söyleşisi) görünce İslam-kapitalizm tartışmalarının zihinleri konjonktürel olarak nerelere savurduğunu düşünmeden edemedim. Önc...
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz." Yasin 20-23