Müslüman toplumların en temel sorunu, hızla ve hazla sekülerleşiyor olmaları. Örneğin, son çeyrek asırdan bu yana, Türkiye'de, hızla ve hazla sekülerleşen kesimler, büyük ölçüde İslâmî kesimler. İslâmî kesimlerin hızla ve hazla sekülerleşmeleri, piyasa'ya ve siyasa'ya hâkim olma, yani güç ve iktidar sahibi olma güdüsünü hayatlarının yegâne hedefi hâline getirmelerinin bir sonucu. Çeyrek asırdan bu yana bu sürecin içine sürükleniyoruz; son on yıldan bu yana ise bu sürecin içinde debelenip duruyoruz. SINAVI KAYBETTİK! Türkiye, son çeyrek asırda hızla ve hazla tüketim toplumuna dönüştü. Türkiye'nin İslâmî kesimleri, piyasa ve siyasa'nın ayartıcı nimetlerine kavuştu. 28 Şubat süreci, İslâmî kesimleri ters köşeye yatırdı: Dünün en radikal İslâmcıları, bugünün en liberal 'haydut'ları! Dünün hızlı siyasa ve piyasa düşmanı İslâmcıları, bugünün en hızlı piyasa ve siyasa düşkünü kişileri: Dünün siyasa ve piyasa putları üzerinden güç devşirme kaygısı güde...
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz." Yasin 20-23