İnsan, iz'i unuttu: İz'in kendisi olduğunu unuttuğu için hem iz'i unuttu, hem de kendi izi'ni; kendisini yani. Uykuyu da unuttu insan. Oysa uyku, iz'in hem gizlenme hâl'i, hem de izlenme ve izsürme mahall'idir: Uyku hâli, kişinin hayattan çekilmesi değil, ilâhî kudretin eliyle, rüya'ya dalarak rü'yet / görme imkânı yakalaması, hayatı kendine çekmesi ve seyretmesidir: İnsanın kendinden geçerek kendine gelmesi: Hakikat'e erme imkânına erişmesi. İnsan, uyanıkken unutur, uyku'dayken hatırlar. Çünkü uyku, insanın uyanıklık hâlidir: İnsan uykuya dalınca uyanır: Kalp gözü açılır: Ruhu, insanı, uykuda yakalar ve uykuda "at"ına "bindirerek" inanılmaz bir yolculuğa çıkarır. Uyku, insanın yolculuk hâlidir: Çünkü uyku, ölüm'ün ön-hâli, bir tür ölüm provası mahall'idir. "Ölmeden önce ölmek", ilkin ve her gün uyku'yla ve uyku'da gerçekleşir. *** Uyku, bir görme biçimidir; kalp gözüyle görm...
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz." Yasin 20-23