Sezai Karakoç, bu dünyada yaşayan biri değil: Pergelini ötelere ayarlamış ayrıksı bir bilge. Elbette burada nefes alıp veriyor; ama iliklerine kadar içselleştirerek, hayat hâline, hakikat hâline getirerek alıp verdiği, ilettiği, hep ötelerin sesi ve nefesi. Hayatı ve fikri, sanatı ve zikri, hep ötelerden sesleniyor bize: Ötelerin dünyasından her dem taze, hem dem yeni, hem dem yenilenen ve her dem yenileyen taptaze ruh üfleyen haberler getiriyor hepimize. HAKİKAT ERİ, ÇAĞIN BİLGESİ VE DİRİLİŞ ÖNDERİ Sezai Karakoç, 80. kez doğdu. Hakikat, 80. kez doğ/rul/du: Sezai Karakoç, hakikatin en hakikatli, en arı duru, en diriltici sesi ve nefesi çünkü günümüzde: O yüzden, onun soluduğu nefesi soluyabilmek, verdiği sese kulak kabartabilmek, Allah'ın bir lütfu bize. Zira Sezai Karakoç, nebevî hakikati soluyan, vahyin dile geldiği, bizi kendimize getirdiği nebevî dili konuşan, nebevî dille yaşayan, yaşayan en büyük 'sanatçı-düşünür'ü çağrımızın, hakikatin diriltici çağrısına g...
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz." Yasin 20-23