İçinde yaşadığımızı sandığımız dünya, bizim, kendimiz olarak nefes alıp verebildiğimiz, kendimizi neysek o olarak ifade edebildiğimiz, gerçekten kendimiz olarak varolabildiğimiz ve çağa ruh üfleyebildiğimiz bir dünya mıdır; bizim dünyamız mıdır? Yoksa kendimizi içinde bulduğumuz, 'biz'i bizden uzaklaştıran, bizi kendimize yabancılaştıran bir 'yalan' dünya mı? Her çağın kendi gerçeği vardır. Bir de, her çağın kendi gerçeğini vareden gerçeklikleri. Çağ, kendi gerçeğinin / hakikatinin ifadesiyse; ağ da, o çağın gerçekliklerinin hem ifadesi hem de ifade edicisi; çağ'ın kendini gerçekleştirme yolculuğunda ürettiği ağların ve bağların, bağlamların ve bağlanmaların aracı. Bize 'gerçeklik bu!' denilerek dayatılan şey, zorla hâkim kılınmaya çalışılan bir ağ'dır aslında: İnsanın hakikatin izini sürmesinin önünde ayakbağı olan, idrak kapılarımızı kendine kapatan ve kendi gerçekliğiyle sınırlayan boğucu bir ağ! Bize gerçek diye sunulan şey, sadece mevcut, hâ...
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz." Yasin 20-23