Zaman'sız mekâna kapatılmak ve yol almak! Kendimizle yüzleşemediğimiz ve hesaplaşamadığımız sürece, bu dünyaya bir şey söyleyemeyiz. Kendimizle yüzleşebilmenin ve hesaplaşabilmenin yolu, çağla yüzleşmekten ve hesaplaşmaktan geçer. Çağ bir ağa dönüştüğü, bütün insanlığı ağlarına ve bağlarına kapattığı için çağı tanımadan, çağrımızı da tanıyamayız. İnsanlık tarihinde ilk kez yaşanan, benim insanlığın semantik intiharına (=hayatın ve hakikatin anlamını, insanın ise 'kendi'ni ve 'dil'ini yitirmesine) yol açtığını söylediğim ve çağ körleşmesi olarak tarif ettiğim böylesine büyük, küresel bir varoluş kriziyle, 'evsizleşme', 'yersiz-yurtsuzlaşma', 'yer'inden ve hakikat'inden edilme veya uzaklaştırılma sorunuyla karşı karşıya insanlık. Tarihte ilk defa. O yüzden çağı tanıyamadığımız sürece çağrımızı çağın idrak biçimleriyle ve zihin kalıplarıyla çağa yamamaktan da, çağrımızın çağını kurmasını sürgit ertelemekten de kurtulamayız, diyorum....
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz." Yasin 20-23