Bir sufiden Hicaz sosyolojisi Hacca sayılı günler kaldı. Gidememiş olsak da gönül ritimlerimiz oraya ayarlı; sevgilinin evine... Hac bir mahşer denemesi mi, yoksa şeytana, tağuta, nefse karşı bir isyan gösterisi mi? Hac, aşığın pervane olup dönmesi, döndükçe yanması, yandıkça arınması mı? Belki hepsi... Sonsuza açılan sonsuz sayıda kapıların birleştiği kapı; Kabe... Peygamber sevgisinin bereketlendirdiği iklim Medine... Yani 'civilitas'a karşı tevhidin inşa ettiği medeniyetin yurdu. Kâbe'nin etrafı artık hayâsızca dikilen gökdelenlerle çevrili... İslam tarihinin maddi tezahürleri yerle bir edildi. Bugün İslam tarihini yazmak isteyenler ancak literatürdeki anlatıyı aktarmakla yetinecekler. İslam'ın doğuşuna tanıklık eden maddi unsurlar yerle bir edildi. Oysa çok yakın zamana kadar bu unsurların önemli kısmının varlıkları korunmuştu. Bugün Afrika'da İslam adına ilk iş olarak türbeleri yıkmakla işe başlayan bir din anlayışının kurumsallaşmış hakimiyeti altında...
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz." Yasin 20-23