Dücane Cündioğlu, parlak bir zihin. Bizim kuşağımızın en imajinatif düşünürlerinden biri. Mimarlık, sanat ve sinema kitaplarını kendim yazmış gibi sevindim ve ayakta alkışlıyorum. Bu yazıda, Dücane Cündioğlu kardeşimin yazdıklarını ve söylediklerini nezih ve düzeyli bir dille tartışacağım. Eleştiriyi nimet olarak bilen biri olarak yapacağım bunu. Yazacaklarım, önünü kesmeye matuf şeyler değil elbette; (öyle şey olur mu?); aksine hasbelkader önünü açmaya dönük şeyler -olacak. Zira sonuçta hepimiz, 'hakikat sarayı'nın inşasına hasbelkader katkıda bulunmaya çalışan fânî insanlarız. YOL ALABİLMEK İÇİN… Bugün, burada değil, demiştim ve eklemiştim: Ama dün, buradaydı; yarın da burada olabilir, eğer biz yine ve yeniden burada olabilirsek… Nietzsche ile bu kadar haşir-neşir olmamın nedenlerinden biri burada / bu tespitte gizli. Nietzsche, yaşarken, yaşadığı çağ'da değildi esas itibariyle: Elbette ki, yaşadığı çağın çocuğuydu; çağını, çağının sorunlarını iliklerine k...
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz." Yasin 20-23