Su Katresi – Muhammed İkbal Ben yepyeni bir mana bulmak davasındayım. Söylenmişleri tekrar edersem hakkın vardır. Bir buluttan bir katre su damladı. Baktı ki deniz uçsuz, bucaksız; utandı. "Deniz olan yerde ben kim oluyorum? Eğer o varsa ben yokum" dedi. Lakin denizden bir ses, şöyle köpürdü, dedi: "Böyle değersizken, fakirlikten utanma; ne geceler bir bulut omzunda, güneş ışığına karşı parıl parıl yanmışsın. Vadilerde susamışlarla hemdem olmuşsun. Bahçelerde göğsünü parçalayan aşıklar, seni kendilerine dert ortağı bilmişler. Bazen de bir asmanın içinde bir zamanlar takatin tak olmuştur. Bazen topraklarda sürünüp durmuşsundur. Sen benim koşup giden dalgalarımdan doğdun. Benden doğan sen, yine benim kucağıma düştün. Haydi göğsümde dinlen, aynamın sinesinde mücevher gibi parla. İnci ol, ummanın kucağında gel yaşa. Aylardan, yıldızlardan daha parlak, sen yaşa!
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz." Yasin 20-23