Ana içeriğe atla

Men Çi Guyem...Ben ne Diyorum / İsmet Özel


MEN Çİ GUYEM...   Ben ne Diyorum

Yıllar var ki, ‘ne yazdıklarımı, ne de konuştuklarımı anlayan var’ demişimdir. Zaman içinde gördüm ki, bu ifadem bile anlaşılma saadetine eremedi. Ben mi anlatmaktan âcizim, yoksa kendilerine seslendiğim zevat mı yetersiz? Benim kifayetsizliğim midir aradaki kopukluğa sebep olan yoksa muhatabımın kaabiliyetsizliği mi? Bu hususu âcilen izah edebilmem gerek. Sahiden gerekli mi bu? Ya bu işin kifayetle, kaabiliyetle alâkası yoksa? Boşuna bir çaba değil mi anlatmak? Kim sana anlat demiş? Peygamber misin?
Belki de ilk izaha muhtaç husus neden benim –matbuat âlemine, oradan da bu yazının yer aldığı sanal ortama İsmet Özel imzası altında bir münasebet icat ederek duhul etmiş olan benim– anlaşılma derdiyle baş etmek zorunda kaldığım ve yazar veya sanat erbabı olarak diğerlerinin bu derdi hiç çekmeyişi ve anlaşılmayı, anlaşılmış olmayı torbada keklik sayışlarıdır. Benden başka herkes hem söylediğinin nereye gittiği, hem de nereye gideceği bahsinde kendinden emin. Ben emin değilim. Neye liyakat kespettiğimden haberdar değilim. Zira ben dünya hayatının sadece bir imtihan müddeti olduğuna, imtihan sonuçlarını öğrenmek için din gününün beklenmesi gerektiğine inanıyorum. Oysa Türkiye’de ve dünyada işgal ettiğinden daha yüksek bir mevki, elinde tuttuğundan daha büyük bir servet peşinde olan herkes yürürlükteki gerçekliği hesaba katarak yaşıyor. Ulaşılabilecek nimetlerin hepsinin dünya nimetlerinden ibaret olduğuna kesin gözüyle bakıyor. Ben de nimetlere meylediyorum ve fakat dünya nimetlerinin “nimet” mefhumunu bize öğretmekten başka işe yaramayacağına inananlardanım. İnanmakla kalmıyor; tavrımın yürürlükteki gerçekliğin yok edilmesi yolunda gösterilecek her çabanın hayırhah kabul edilmesi istikametinde muayyen kılınmasını beni yaratandan diliyorum.
Yürürlükteki gerçekliğin kendilerine ikbal temin edeceğine inananlar her konuda bildikleri ne varsa, bu bilginin kendilerine dayatılmış olduğu görüşünü reddeder. Onlar yaşamak için işlerine gelen tercihlerde bulunduklarını sanırlar. Kendi tercihleriyle Galatasaraylı değil de Fenerbahçeli olduklarını, Fenerbahçeli değil de Galatasaraylı olduklarını sanırlar. Kendi tercihleriyle Audi’ye değil de Mercedes’e, Mercedes’e değil de Audi’ye bindiklerini sanırlar. Oylarını kendi tercihleriyle CHP’ye değil AKP’ye, AKP’ye değil CHP’ye verdiklerini sanırlar. İşin aslı onların sandıkları gibi değildir; çünkü tercihlerin neler olacağı tahdit altındadır. Tahdidi koyan kendilerinden ikbal beklenilenlerdir. İkbal peşindekiler onları ilâhlaştırır.
Put kırmalı mı; yoksa put kırıyor gibi yaparak ahmakların desteğini alanların ihdas ettiği putperestlik şartları yüzünden tahdit altına alınmış fırsatlardan istifade mi etmeli? 1936-1939 İspanya iç harbi Franko iktidarıyla sona erdi. Hem Gramsci’yi zindana göndermek suretiyle Mussolini rejimi ve hem de SA ileri gelenlerinin katli suretiyle ilâhların gözüne giren Hitler rejimi bu sonucun alınmasına engel çıkarmak için Franko birliklerine geçit vermeyenleri ezerek yollarına devam etti. NAZİ-SOVYET PAKTI vuku buldu. Ademe mahkûm edilerek mağlubiyetleri şerefine kadeh kaldırılanlar Stalin rejimi tarafından himayesiz bırakılan anarko-sendikalistlerdi. Türk üstünlüğüyle rekabet etsin diye icat edilip dünya nimetlerinin muhteva kazanması derdiyle yanıp tutuşan Avrupa Medeniyeti’nin şahsiyet kazanması fikri himaye edilmedi.
1945’ten 1990 yılına kadar Avrupa kıtası kendini bir merasim içinde buldu. Bu merasim bütün kıtanın ABD müstemlekesi haline gelmesi dolayısıyla tertip edilmiş bir merasimdi. SSCB’nin haritadan silinmesiyle merasim sona erdi. Merasim masraflarını karşılayabilmek için elden çıkarılanları geri almanın imkânı yok. Karşı çıkılmasıyla yüreklere su serpen Amerikan emperyalizminin, karşı çıkılamazlığı dile getirildikçe sermaye birikimine hizmet eden Amerikan İmparatorluğu’na dönüştüğünü söylemenin artısı da yok, eksisi de… Durum bu ise İsmet Özel’i anlayıp dinlemenin hayata katkısı ne?

İsmet Özel, 28 Temmuz 2012
http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İsmet Özel’in Erbain Den Alıntılar

Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor böylesine hazırlıklı değilim daha. Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum: Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda. Üç Frenk Havası 1. Capriccio Alum Gülünç bir ölümle öldü deniyor Max Stirner için çünkü mahvına sebeb nihayet bir sinektir ama Fanya Kaplan nasıl öldü diye sorarsak sanırım işimiz fazlasıyla ciddileşir. *** 2.Alum Cantabile Ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını yerime yadırgadım yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka çılğının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı durmadanbeyaz bir aygırla taşardım derin göllerden bir gebe kısrakla kaçardım derin ormanlara güneşin zekasıyla doymak isterdim kaba solgun kağıtlar sunardı şehrin insanı ban Tahrik yürek elbet acıyor esvap deği...

Hatırı Sayılır Sözler

Hatırı sayılır sözler   Aşk ruhların çeşitli yaratıkların arasında bölünmüş parçalarının birleştirilmesi demektir. İbnihazm * Gemisini kurtardığı için kaptan olmayı hak ettiğini düşünen kişiler bireyciliği göklere çıkardılar. Bunu yapmış olmakla da tarihteki en hastalıklı adlandırmayı gerçekleştirdiler. İsmet Özel * Açlık yıllarında ölenleri açlık öldürmez onları alışmış oldukları tokluk öldürür İbni Haldun * Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak sanattır. Goethe * Düşünce özgürlüğünün olmaması, insanların düşüncelerini söyleyememesi değildir. Düşünce özgürlüğünün olmaması insanların düşünememesidir. Jean-Paul Sartre * Yaratan'ın karşısına bunca büyük yapıtı okumamış olarak çıkmak düşüncesi beni çileden çıkarıyor. Oliver Wendell Holmes * Hayatın en hüzünlü anı, mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır... Mayakovsky * Yürü, hür maviliğin bittiği son hadde kadar! / İnsan,  âl...

İsmet Özel

Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir?Yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir?-Yaşama!-Ya bileydim?Yazar: MıydımHiç: Şiir . Münacaat Bu yaşa erdirdin beni,gençtim almadın canımı ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak büklümlerinin içten ve dışardan sarmaladığı günlerde bir zamandı heves etti m gölgemi enginde yatan o berrak sayfada gezindirsem diye ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende. Vakti vardıysa aşkın,onu beklemeliydi genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için halbuki aşk,başka ne olsundu hayatın mazereti demedim dilimin ucuna gelen her ne ise vay ki gençtim ölümle paslanmış buldum sesimi. Hata yapmak  fırsatını Adem’e veren sendin bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana gençtim ve ben neden hata payı yok diyordum hayatımda gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini tanıdım Ademo...