Ana içeriğe atla

Okumanın manası var mı?

Okumanın manası var mı?

80'li yıllarda bizim camianın tartıştığı konular oldukça kısıtlıydı. Tercüme eserler üstüne yapılan konuşmalarla kültürlü insan addedilebilirdiniz. Mevdudi, Said Havva gibi yazarların eserlerine sahip olmak, anlamasa bile yine de okumak iyi bir şeydi. Okunan şeyler temel dini kaynakların ötesine pek geçmezdi. İki tane kitap okuyanın başkasını tekfir etme cüretine kalktığı dönemlerin başlangıcıydı o zamanlar.
90'lı yıllarda durum biraz değişti. Fikir kitabı okumak Seyyid Kutub, Hasan el-Benna okumak demekti. Kadınlarla tokalaşmanın hükmü, Anıtkabir'de saygı duruşunda bulunmanın caiz olup olmadığı, televizyonda kadın yüzü seyretmenin mekruh olup olmadığı, kot pantolonla namaz kılınıp kılınamayacağı tartışılıyordu. Peygamberimiz mücadele ederken siyasi parti kurmuş muydu?
Ardından bir kuşak daha geldi. Bu kuşak daha çok şey okuyor. Rilke'den ve Sartre'dan haberi var. Kant'ı ya da Spinoza'yı biliyor. Batı felsefesini ve Klasik Batı Edebiyatını okumuş. Sosyolojiden müziğe kadar her alanda sohbet edebiliyor. Hele hele Sezai Karakoç ve İsmet Özel kitaplarını hatmetmiş.
Yaptığı okumalarla enine doğru genişleyen bir seyir izliyor. Maalesef derinliğine ve aynı zamanda dikine ilerleyen bir genişleme mevcut değil. Okumanın ve fikir sahibi olmanın 'adama' ne kazandırdığı hakkında elimizde var olması gereken ölçütlere sahip olmayışından ileri geliyor bu durum.
İnsanın bilgilendikçe akletmesi ve fikretmesi beklenir. Öğrendikçe mütevazılığı artan insanların sayısının artması umulurken aksine bilgi bakımından enine doğru genişleyen kitap oburlarının kibrinden yanlarına yaklaşılmıyor.
Okumanın manası ne ki? Öğrendiklerinden edeb haznesine de bir şeyler ayırmalı değil mi insan? Daha ahlaklı olmak için okumaz mıyız? Ahlakımızı güzelleştirme gayemiz yok muydu bizim? Yıllar evvel Gökhan Özcan bir yazısının başlığında "Artık kitapları kapayın, gözlerinizi açın!" diye sesleniyordu okuruna.
Biraz kitap okumasak mı yoksa? Beynimize aldıklarımızın hazmedilmesine müsaade mi etsek? Posaları ayırıp, faydalı olanları tutsak fena mı olurdu. İrfana dair bir şeyler düşünsek. Dünyayı kurtarma kaygısına düşmeden kendimizi düşünsek. Arada bir arkamıza dönüp kat ettiğimiz yola bir baksak. Çok hızlı gittiğimizi hissetmiyor musunuz siz de?
Yola çıktıktan sonra, geçerken farkında olmadığımız veya bilerek göz ardı ettiğimiz şeylerin ne kadar değerli olduğunu idrak edebilsek. Bizi biz yapan değerlerden uzaklaşarak kendimiz olmaktan ne kadar uzaklaştığımızı anlasak... Artık biraz gözlerimizi açsak... Kibirden, kıskançlıktan, onu bunu beğenmemekten, kendi gibi olmayana fildişi kulelerden bakmaktan vazgeçsek...
Okumanın manası, kişi Hakkı bilmektir / Sen kendini bilmezsin, bu nice okumaktır? İnsanın biraz kendini bilmesi lazım... Biraz da haddini bilmesi lazım...

Fatih Sertyüz Milli Gazete 16 ŞUBAT 2010


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İsmet Özel’in Erbain Den Alıntılar

Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor böylesine hazırlıklı değilim daha. Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum: Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda. Üç Frenk Havası 1. Capriccio Alum Gülünç bir ölümle öldü deniyor Max Stirner için çünkü mahvına sebeb nihayet bir sinektir ama Fanya Kaplan nasıl öldü diye sorarsak sanırım işimiz fazlasıyla ciddileşir. *** 2.Alum Cantabile Ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını yerime yadırgadım yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka çılğının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı durmadanbeyaz bir aygırla taşardım derin göllerden bir gebe kısrakla kaçardım derin ormanlara güneşin zekasıyla doymak isterdim kaba solgun kağıtlar sunardı şehrin insanı ban Tahrik yürek elbet acıyor esvap deği...

Hatırı Sayılır Sözler

Hatırı sayılır sözler   Aşk ruhların çeşitli yaratıkların arasında bölünmüş parçalarının birleştirilmesi demektir. İbnihazm * Gemisini kurtardığı için kaptan olmayı hak ettiğini düşünen kişiler bireyciliği göklere çıkardılar. Bunu yapmış olmakla da tarihteki en hastalıklı adlandırmayı gerçekleştirdiler. İsmet Özel * Açlık yıllarında ölenleri açlık öldürmez onları alışmış oldukları tokluk öldürür İbni Haldun * Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak sanattır. Goethe * Düşünce özgürlüğünün olmaması, insanların düşüncelerini söyleyememesi değildir. Düşünce özgürlüğünün olmaması insanların düşünememesidir. Jean-Paul Sartre * Yaratan'ın karşısına bunca büyük yapıtı okumamış olarak çıkmak düşüncesi beni çileden çıkarıyor. Oliver Wendell Holmes * Hayatın en hüzünlü anı, mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır... Mayakovsky * Yürü, hür maviliğin bittiği son hadde kadar! / İnsan,  âl...

İsmet Özel

Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir?Yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir?-Yaşama!-Ya bileydim?Yazar: MıydımHiç: Şiir . Münacaat Bu yaşa erdirdin beni,gençtim almadın canımı ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak büklümlerinin içten ve dışardan sarmaladığı günlerde bir zamandı heves etti m gölgemi enginde yatan o berrak sayfada gezindirsem diye ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende. Vakti vardıysa aşkın,onu beklemeliydi genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için halbuki aşk,başka ne olsundu hayatın mazereti demedim dilimin ucuna gelen her ne ise vay ki gençtim ölümle paslanmış buldum sesimi. Hata yapmak  fırsatını Adem’e veren sendin bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana gençtim ve ben neden hata payı yok diyordum hayatımda gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini tanıdım Ademo...