
Ağır bakır kalkanlarımızla, demir kargılarımızla döğüşüp döğüşüp geri çekilince
Yorgun kollarımın en genç bir yerlerinde bir kan şeritleri akmaya ince ince
Başlar yeni sulara kadar, hızla zamana, körlüğe kötülüğe kutsal tutsaklığım
Nedir senden başka kurtardığımız bu dengesiz savaştan, bu yağmadan nedir
Senden gayrı, ey, bir içimi genç ormanları yüzyıllığa bürüten diri su, senden
Eskimeden, küçülmeden; mutluluktan, özgürlükten, kuşakları birbirine düğümleyen
Seni arayan sular, seni kışlar, seni adamlar, seni sonunda bozulmuş ordularım
Sanki ay dökülür diri balıklara, sanki gümüş şeyleri güneşler, güneşler ışıtır
Yorgun kuşamlarımla, kanlarımla, gelirim, uzanır senin sabahlı gecene yatarım
Bu donattığım savaş gemileri sana, dokuttuğum bu vurucu ipekliler seni anlatır
Bu senin içindir, sabah ormanlarına, dağlara, balıklı göllere açılan balkonlarım
Sen olmasan, yeryüzünde bu ağaçları, suları, bu büyük kayaları bekletecek ne vardır
Yorumlar
Yorum Gönder