Sezai Karakoç hakkında yazılacak çok şey var
Sezai Karakoç, yaşarken hakkında en çok kitap ve
makale yazılmış düşünce adamı unvanını da elinde bulunduruyor. Yine çok sayıda
dergi Karakoç'un düşünce ve sanat görüşüyle ilgili özel sayılar yayınladı.
Bunlardan bir seçmeyi ilk basılış tarihlerine göre çok kısa tanıtıyoruz.
Sezai Karakoç, büyük bir
düşünür ve modern şiirimizin zirve ismi olduğu halde dilindeki sadelik,
üslubundaki akıcılık ve içlilik sebebiyle okunması son derece kolay bir
yazardır. Daha açık söylemek gerekirse O'nun eserlerini okumak için kılavuza
ihtiyaç yoktur. Yazının başlığını, 'bu kadar büyük bir fikir ve sanat adamını
okumak için herhalde bir kılavuza ihtiyaç vardır' diye düşünen genç okuyucuları
rahatlatmak için öyle seçtim.
Çocuklar
hariç, her seviyeden okur Karakoç'un düşünce eserlerini de sanat eserlerini de
rahatça ve anlayarak, kavrayarak okuyabilir. Lise öğrencileri dahil. Sözlük
kullanmanız gerekmez.
Karakoç'un
yazılarında büyük bir bilgi birikimi, yüksek bir sezgi gücü ve ahlak mükemmel
bir Türkçe ile birleşmiştir. Bu sayede olsa gerek en karmaşık meseleler ve
büyük fikirler bile açık, anlaşılır ve çarpıcı bir tarzda ele alınmıştır. Büyük
bir iman, gerçek ihlas ve samimiyet ilk cümleden itibaren okura güven verir.
Sayfalar ilerledikçe okuyucu yazara olduğu gibi kendine de saygı duymaya
başlar. Çünkü yaptığı işin sıradan bir 'kitap okuma' olmayıp; daha büyük ve
soylu bir eylem olduğunu fark eder.
OKUR
DEĞİL DAVA ARKADAŞI
Sezai
Karakoç'un eserleri, okuyanı büyütüp olgunlaştırır. Sorumluluk duygusuyla
tanıştırır ama aynı zamanda 'yetki' de verir. Sizi İslam dünyasının ve
insanlığın kurtuluşu için kutlu bir davanın sorumlusu yapar ama bir yandan da
sizin bu göreve zaten layık, bu hizmeti yerine getirmeye yetkili olduğunuzu
hissettirir. Büyük bir özgüven kazandırır okuruna.
Karakoç,
kitaplarını okuyanları veya yıllardır her cumartesi sürdürdüğü sohbetlerini
dinleyenleri 'okur' olarak görmez, yol ve dava arkadaşları olarak görür.
Karakoç'u
okumadan önceki insanla, kitabı bitirdikten sonraki insan iki ayrı kişi
gibidir. Bütün büyük şahsiyetler gibi olağanüstü bir dönüştürücüdür. En ham
kişilikler, en kaba saba zihinler bile onun tezgâhından ipek atlas gibi çıkar.
Eserleri,
yanlış bilgilerimizi düzelten, eksiklerimizi tamamlayan, düşünmemizi ve
hissetmemizi engelleyici taşları temizleyen, yolumuzu ve ufkumuzu aydınlatıcı
bir etkiye sahiptir. Diyelim ki zihnî hastalıklar diyebileceğimiz yanlış ve
ezber bilgilerimiz, basmakalıp; slogandan ibaret fikirlerimiz, ırkçılık yahut
başka yanlış ideolojik saplantılarımız var. Karakoç, okurunu asla aşağılamadan,
hakaret etmeden, kendinden emin bir şekilde ve elbet büyük bir yetkinlikle
meselenin 'doğrusunu' koyar ortaya. Bunu o kadar açık, anlaşılır,
temellendirmiş olarak ve o kadar ısrarla yapar ki 'büyük dönüşüm' sessizce
gerçekleşir.
Manevi
yönümüzü kuvvetlendirir, duyuş ve düşünüşümüzün metafizik kanallarını açar.
Adata ihlasla kılınmış namaz etkisi yaparak insanı günah duygusundan uzaklaştırır.
Kimi
yazarlar, yazdıklarıyla adeta bir hapishane örer okuyucuya. Okur, o kötü
yazarın ağdalı, baskın üslubunun veya diyelim şiirde söyleyiş tarzının, mısra
anlayışının içine bir tür hapsolur.
Karakoç'un
eseri ise okuyanı ruhen ve zihnen özgürleştirici; insan ruhunun gücünü ve
zenginliğini açığa çıkartıcı bir etkiye sahiptir. Sizin kendi yeteneğinizi
keşfetmenizi sağlar, hatta onu tetikler ve kendi cevherinizi bulup zengin bir
maden gibi açığa çıkarıp işlemeyi öğrenirsiniz.
Kılavuza
ihtiyaç yoktur dedik ama kitaplarını okurken belki bir sıralamadan
sözedilebilir. Hiç okumamış olanların 'Diriliş Neslinin Amentüsü' ile
başlamalarını, 'İslam'ın Dirilişi', 'İslam' ve 'Günlük Yazılar'la devam
etmelerini önerebiliriz.
Uluslararası
İlişkiler, Hukuk, Siyasal Bilgiler, İktisat gibi alanlarda eğitim görenlerin
ise yukarıdakilere ek olarak 'İslam Toplumunun Ekonomik Stürktürü', 'Yapı
Taşları ve Kaderimizin Çağrısı', 'Çıkış Yolu' ve 'Fizikötesi Açısından Ufuklar
ve Daha Ötesi' gibi eserleri mutlaka okumaları gerekiyor. Çünkü Karakoç'u
(özellikle bu eserlerini) anlamadan, çağımızı anlamak mümkün değildir. Anlamak
için olduğu kadar, ne yapılması gerektiği konusunda aydınlık bir zihin ve
ayrıntılı bir yol haritası için de Karakoç külliyatı, bulunmaz bir
üniversitedir.
KARAKOÇ'LA
YENİ BİR DÖNEM
Karakoç
hakkında çok sayıda kitap yazılmış, pek çok dergi tarafından içinde yüzlerce
kıymetli yazı bulunan özel sayılar çıkarılmış, sempozyumlar düzenlenmiştir.
Karakoç'un eserlerini okurken arada veya sonrasında bu eserlere de bakmakta
büyük yarar var.
Şiir,
şiir çevirisi, öykü, piyes gibi edebiyat eserlerini herkesin okuması, asrımızın
bu büyük şairinin ilhamından herkesin nasiplenmesi beklenir. Moda tabirle
söylersek, kendinizi Karakoç'un eserlerinden mahrum bırakmayın, payınıza düşeni
koşup alın. 80 yaşını geride bırakmış, 9'u şiir 60 civarında esere imza atmış
bir dâhiden, payınıza bir tek şiirin düşmesine ise asla razı olmayın! Yalnızca
üç ay çalışırsanız 60 yıl boyunca tüm yazdıkları sizin olabilir.
Bulunduğunuz
şehirde Sezai Karakoç'un Diriliş Yayınları'ndan çıkmış eserlerini eksiksiz
bulunduran en az bir kitapçı mutlaka vardır. Yoksa bile kitapçınızdan talep
etmeniz veya sipariş vermeniz üzerine mutlaka getirecektir. 'Kitapçınızdan
ısrarla isteyiniz' sözü işte böyle eserler için söylenmiştir asıl.
O'nu
okurken insanı aşağılayan, ona tepeden bakan, ıkınıp sıkınarak garip cümlelerle
adeta anlaşılmamaya çalışan, fuarlarda, medyalarda türlü artistlikler yapan
tipleri unutun. Büyük bir mütefekkirle, has ve soy bir şairle karşı karşıya
olduğunuzu hatırlayın, abdest alın ve başlayın okumaya. Kitabınızı daima
çantanızda, cebinizde taşıyın, duraklarda, otobüslerde bir dakikanızı boşa
geçirmeden okuyun. Kendinize yepyeni bir sayfa açın, hayatınız yeni bir döneme
girsin.
Yorumlar
Yorum Gönder